Ana içeriğe atla

Gerçeklik Gerçeği

Önceki yazıda ufaktan irdelenen gerçekliği şimdi iyice irdeleyelim haydi. Gerçeklik tanımını yapması en zor şeylerden biridir. "Gerçeklik nedir?" sorusu aslında bundan sonra kafamızı kurcalayacak en büyük soru olabilir mi? Aslında bunun gerçek olduğunu nereden anlayacağız?

Herkesin gözlemlerinin farklı olmadığı durumlarda bu soru pek fazla bir şey ifade etmeyebilir, çünkü farkı anlayamayacağımız için bize bir önemi olmayacak, ya aksi durumda? Peki diğer insanların gözlemlerini aslında bizimki ile aynı olmayabileceğini, çünkü bizim onların gözlemlerini anlamak için bizim de gözlem yaptığımızı düşünürsek işler içinden çıkılmaz bir hal almaz mı? Tıpkı kapalı ve karanlık bir odada doğan bir bebeğin odanın dışındakileri düşünmesi gibi... Ama bebek neren bilecek, ya da tahmin edecek, dışarıda bir şeyler olduğunu? Dışarıdan kimse yok, annesi de içeriden. Peki o halde biz nasıl düşünebiliyoruz bunu? Ya da tüm gözlemler doğru mu? bu demek oluyor ki her şey gerçeklik olabilir. Düşünmek demek bir nevi, gözlem değil mi? Evet, bu doğru. Bir şeyi düşünmek, gözlem yapmış olmayı gerektirir. Bebek aslında düşünemiyordu örnekte fakat bunun doğruluğunu bilebilir miyiz? Düşünebilmek için gözlem yapabileceği küçücük bir delik varsa ne olacak? Bu örnekte bebeğin görme yetisindeki değişimleri gözardı ediyoruz. Ya da dışarıdan başka biri gelirse? Işık sızıntısı ile aynı etkiyi oluşturacaktır. Peki ikisi birden? Bu defa bebek, dışarıda bir şeylerin olduğuna kesin kanaat getirecektir. Ama bebek gözleminin gerçek olduğunu nasıl bilecek? Kanıt olarak hiçbir şey etki etmez, o halde bildiği tek şey var, o da düşünme yetisinin olduğudur. Bu da bizi Descartes'in sözüne götürür:

Düşünüyorum, öyleyse varım!

(BİR NOT: Bu yazıyı yazarken hiçbir şekilde Descartes'in bu sözünün anlamına bakmamıştım, yazdığım yazılardaki düşünceler tamamen bana aittir ve yazı tamamlandıktan sonra bu söz aklıma geldiği için yazının sonuna ekledim.)

Yorumlar

  1. Bebeğin düşünen bir varlığın düşündügünü düşünen bir düşüncesi olması olasılığı ( ya da benim kafamdaysan sen?)
    Bebek düşünüyor ama 'var' mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yorum için teşekkürler. Yoruma gelince bebek için kendisi "var" olmalı ama bunu nasıl ya da nereden bilebiliriz ki?

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilinmezliklerin Bilmecesi...

Nedir bilinmezlik? Bilinmezlik, bilmediğin bir şeydir. Evet, kaçamak bir cevap oldu sanki. Ama kaçamak cevaplar, cevapsızlıktan daha iyidir. Ama ben sizi böyle bırakmayacağım. Bilinmezlik Fizikçede, gözlemsizliktir. Felsefecede ise her şeydir. Bilinmezlik, olmadığındır, aynı anda da olduğundur. Olsa ne olur olmasa ne olur. Bilmecedir bilinmezlik. Bilinmezliği bilemezsin, bilebilecek olsa idin eğer, bilirdin. Demek ki "BİR"i bilmemeni istiyor. Dikkat edin, bu blogda yazılan her şey bilinçli şekilde ve kalıpta yazıldı, yazılıyor ve yazılacak. Bu bilmeceyi çözemezsin, bilinmez olmaz o zaman. Bilinmezi bilebilecek olsaydın bilmece olurdu. Ha ha, paradoks oldu. Bilinmezlik bir bilmece midir onu açıkla sen hele önce yoksa seni kandırıyor muyum ya da bu bir oyun mu kafanı karıştırmak için? Bilinmezliğin tamamı bilinmez ise, teferruatı ise bilmecedir dersem ne dersin? Bilmeceleri çözersin, evet burası doğru, ama bilinmezliği çözemezsin... Paradoks, değil mi? Sen öyle san ve sanmaya d

Zamanı Durdurmak...

Hiç düşündün mü zaman nasıl durur? Ya da durur mu? Veya durabilir mi? Zaman dursa ne olur diye peki? Bu düşünceler aslında senin benim gibi olduğunu gösterir eğer ki o soruları okumadan önce düşündüysen(Benim kendi hakkımdaki tanımımı  buradan  görebilirsin.). Evet, zaman... Zaman bir muammadır dostum. Zamanı açıklayamazsın şu anda ne sen ne de ben. Çünkü zamanın içindeyiz, ama aynı anda da değil gibiyiz. Sanki bir boyutta kayıp gidiyoruz ki zaten öyle... Ama kayan biz miyiz, yoksa zaman mı? Gözlemci farkı... Ama nasıl gözlemlersin ki bunu? Sen, ben, o hepimiz aynı zamandayız, ama dışına çıkamıyoruz. Çıksak ne olurdu acaba... Bu hareketin tersine gitmek, zamanı durdurur mu? Zaman duruyorsa eğer ki, o halde nası hareket olacak hareketli için? Ya da asıl soru şu mu: "Zaman boyutunda hareketli iken diğer boyutlarda da hareketli olmalı mıyız?" Evet, zaman... Zaman bir muammadır dostum. Zamanı açıklayamazsın şu anda ne sen ne de ben. Çünkü zamanın içindeyiz, ama aynı anda da d

Bir Sicim Karmaşası Hikayesi...

Bu, Bir Sicim "Karmaşasının" Hikayesi... Aman yanlış yazdım! "Karmaşası" yerine "Kuramı" demeliydim. Tam bir karmaşa ama, yanlış yazmakta haklıyım herhalde. Bana 11 boyutu var diyor evrenin. Adama sorarlar ama bunu nasıl kanıtlarsın diye? Her türlü denklemi yazar, çözer, yorumlarsın ama nasıl denersin bunu?  Bu yazı, Felsefece Fizikçe ile yazılıyor haberin olsun. Evet,bu yazı sicim kuramı ile ilgili. Pek sevmek ile sevmemek arasında kaldığım bir kuram ama aslında ben hep böyleyim, bu konuda sonra yazarım.  Kuramı biraz tanıtalım. Seni sıkacağını bildiğimden yine abartılı ve değişik hikayeler uydurup anlatacağım. Der ki bu kuram: Sen, ben(kuramdan değil kendimden bahsediyorum), o, biz, siz, onlar, evrendeki maddeler, parçacıklar dahil gördüğün göremediğin her bir şey kesinlikle "Sicim" denen tek boyutlu "sicim"lerden oluşmuştur. Ama ne acayip ki tek boyutlu sicimlerden oluşan bildiğimiz 3 Uzay boyutlu maddeler var ve bunlar çooook. 11