Ana içeriğe atla

Doğruluk, Gerçekler ve İnsan

Bu üçlü birbiri ile çok ilgili ama biri diğer ikisinden daha farklı, onları kullanıyor, ama işine geldiği gibi. Bu yazı biraz rahatsız edecek cinsten ve bu yazıyı eğer her şey kendi beynimin içindeyse kendi beynimin içindekilere yazıyorum, kısacası aslında neredeysem oradakiler için. İnsan olarak pek çok gerçeğin farkındayız, bunları uygulama kısmına geldiğimiz zaman ise hiçbir şeyin farkında değiliz. Peki neden böyle bu insan denilen mahluk?

Açıkçası, benim de anlamadığım nokta burası. Belki sadece izlemekle yetiniyorum bazı şeyleri ve neden böyle yaptığımı bilmiyorum. "Ben de insanım." demek isterdim ama insanın yaptığını görünce... İnsan dediğimiz ŞEY şu anda hayattaki en zeki varlıktır, ne derseniz deyin. Ama şu duruma bakıldığında bırakın en zekiyi, zekasının varlığından dahi şüphe ediliyor. İnsan ne kadar gelişirse o kadar ilkelleşecek mi? Felsefe, Fizik, Matematik vs. bunlar hep ilerler fakat bunları ilerletmek için gerilememek gerek. Evet, bunları ilerletme sırası kendilerinde olanlar belki ilerici gibi görünse de şu anda gerideler. Bu aslında bakış açısına göre değişir, fakat değişmeyen bir şey var, bilimde ilerlemek aslında ilericilik değil. Bilim, ilerleticinin seviyesi belirli bir seviyenin altına inene kadar kendisi ilerler, ilerletenin geride olmasına ya da ileride olmasına bakmaz. Fakat ilerletenin seviyesi o kritik seviyenin altına düşerse eğer, o zaman bilim ilerlemek için başka bir ilerleticiye geçmek zorunda kalır. İnsan dediğimizde aslında bir dipten tavana doğru yoğunluğu azalan bir yapı kastederiz. Şimdilerde ise tavanda bulunanlar o kadar az ki... Ve hatta daha kötüsü şu, en diptekiler kendilerini tavanda, tavandakiler de kendilerini dipte zannediyorlar. Bu bize aslında dünyanın tepetaklak dönmüş olduğunu gösterebilir, ki zaten öyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilinmezliklerin Bilmecesi...

Nedir bilinmezlik? Bilinmezlik, bilmediğin bir şeydir. Evet, kaçamak bir cevap oldu sanki. Ama kaçamak cevaplar, cevapsızlıktan daha iyidir. Ama ben sizi böyle bırakmayacağım. Bilinmezlik Fizikçede, gözlemsizliktir. Felsefecede ise her şeydir. Bilinmezlik, olmadığındır, aynı anda da olduğundur. Olsa ne olur olmasa ne olur. Bilmecedir bilinmezlik. Bilinmezliği bilemezsin, bilebilecek olsa idin eğer, bilirdin. Demek ki "BİR"i bilmemeni istiyor. Dikkat edin, bu blogda yazılan her şey bilinçli şekilde ve kalıpta yazıldı, yazılıyor ve yazılacak. Bu bilmeceyi çözemezsin, bilinmez olmaz o zaman. Bilinmezi bilebilecek olsaydın bilmece olurdu. Ha ha, paradoks oldu. Bilinmezlik bir bilmece midir onu açıkla sen hele önce yoksa seni kandırıyor muyum ya da bu bir oyun mu kafanı karıştırmak için? Bilinmezliğin tamamı bilinmez ise, teferruatı ise bilmecedir dersem ne dersin? Bilmeceleri çözersin, evet burası doğru, ama bilinmezliği çözemezsin... Paradoks, değil mi? Sen öyle san ve sanmaya d

Zamanı Durdurmak...

Hiç düşündün mü zaman nasıl durur? Ya da durur mu? Veya durabilir mi? Zaman dursa ne olur diye peki? Bu düşünceler aslında senin benim gibi olduğunu gösterir eğer ki o soruları okumadan önce düşündüysen(Benim kendi hakkımdaki tanımımı  buradan  görebilirsin.). Evet, zaman... Zaman bir muammadır dostum. Zamanı açıklayamazsın şu anda ne sen ne de ben. Çünkü zamanın içindeyiz, ama aynı anda da değil gibiyiz. Sanki bir boyutta kayıp gidiyoruz ki zaten öyle... Ama kayan biz miyiz, yoksa zaman mı? Gözlemci farkı... Ama nasıl gözlemlersin ki bunu? Sen, ben, o hepimiz aynı zamandayız, ama dışına çıkamıyoruz. Çıksak ne olurdu acaba... Bu hareketin tersine gitmek, zamanı durdurur mu? Zaman duruyorsa eğer ki, o halde nası hareket olacak hareketli için? Ya da asıl soru şu mu: "Zaman boyutunda hareketli iken diğer boyutlarda da hareketli olmalı mıyız?" Evet, zaman... Zaman bir muammadır dostum. Zamanı açıklayamazsın şu anda ne sen ne de ben. Çünkü zamanın içindeyiz, ama aynı anda da d

Bir Sicim Karmaşası Hikayesi...

Bu, Bir Sicim "Karmaşasının" Hikayesi... Aman yanlış yazdım! "Karmaşası" yerine "Kuramı" demeliydim. Tam bir karmaşa ama, yanlış yazmakta haklıyım herhalde. Bana 11 boyutu var diyor evrenin. Adama sorarlar ama bunu nasıl kanıtlarsın diye? Her türlü denklemi yazar, çözer, yorumlarsın ama nasıl denersin bunu?  Bu yazı, Felsefece Fizikçe ile yazılıyor haberin olsun. Evet,bu yazı sicim kuramı ile ilgili. Pek sevmek ile sevmemek arasında kaldığım bir kuram ama aslında ben hep böyleyim, bu konuda sonra yazarım.  Kuramı biraz tanıtalım. Seni sıkacağını bildiğimden yine abartılı ve değişik hikayeler uydurup anlatacağım. Der ki bu kuram: Sen, ben(kuramdan değil kendimden bahsediyorum), o, biz, siz, onlar, evrendeki maddeler, parçacıklar dahil gördüğün göremediğin her bir şey kesinlikle "Sicim" denen tek boyutlu "sicim"lerden oluşmuştur. Ama ne acayip ki tek boyutlu sicimlerden oluşan bildiğimiz 3 Uzay boyutlu maddeler var ve bunlar çooook. 11