Ana içeriğe atla

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi-3: Kuantum Dolanıklılığı

Uzun zamandır yazmamakla birlikte fizik hakkında da yazmamıştım. Ve yarım bıraktığım yazı dizime devam ediyorum. Bu defa konu, son zamanlarda fenomen olmuş, aslında her zaman fenomendi, bir konu, kuantum dolanıklılığı...

Peki nedir bu? Aslında bunu basitçe şöyle ifade edebiliriz: Parçacıkların birbirleri ile haberleşmesi, ya da birbirinin "durumlarından" haberdar olması. Daha bilimsel bir açıklamayla, iki ya da daha parçacığın birbirinden ayrı ele alınamaması, en bilimseli ise iki parçacığın aynı kuantum durumunda, aynı dalga fonksiyonu ile tamınlanması. Peki nasıl oluyor bu? Aslında nedenini tam olarak bilmiyoruz ama olduğundan eminiz. Pek fazla zaman olmadı, ışınlanma ile ilgili haberleri duymuşsunuzdur, uyduya fotonun ışınlandığını söyleyen haberleri demek istiyorum. Aslında burada bir hata var, doğrudan "foton" ışınlanmıyor, "bilgi" ışınlanıyor. Bu deneyin aslında geçmişte yapılmış bir deneyin hemen hemen aynısı, sadece bir uyduya yapılıyor.

Buna değindikten sonra devam edelim, yukarıdaki en bilimsel açıklamadan. Bunun için biraz da kuantum kuramının özüne girmek gerekiyor, nedir bu "kuantum durumu" ya da "dalga fonksiyonu" gibi garip sözcükler? Kuantum durumu, tamamen izole bir kuantum sisteminin durumudur. Kuantum mekaniğine göre her parçacık aslında aynı zamanda bir dalgadır, dalga fonksiyonu dediğimiz şey de bu parçacığa ait her türlü gözlemlenebilir verinin tanımlı olduğu bir fonksiyondur ve Schrödinger denklemi ile tanımlanır. Bir diğer deyişle dalga fonksiyonu, kuantum durumunun matematiksel tanımlamasıdır.

Pekala, o halde bunun nasıl yazıldığını görelim.
Schrödinger'in kedisini tanıyorsunuz muhtemelen,  şimdi iki farklı kutu düşünelim ve bu kutuların dolanık olduklarını varsayalım. Eğer bu kutulardan birini açıp, kedi ölü mü yoksa değil mi diye bakarsak, ne olur? Buna kuantum durumunun kırılması denir, kuantum durumunda yapılacak bir gözlem bu kuantum durumunu "kırar", ve biz o anda diğer kutudaki kedinin ölü mü yoksa yaşıyor mu olduğunu bilebiliriz. 

Ve sanırım yukarıdaki gösterimi de biraz genişletmek gerekli, oradaki garip işaretler de ne? Bu, bir kuantum durumu tanımlaması(tek bir kutu için), baştaki garip simge bir harf (psi), ve etrafındakilerle birlikte bir "ket vektörü" oluyor. Buna takılmayın, bu bir kuantum durumu demek. Diğerleri de aynı şekilde, bu durumların toplamı buna eşit. 

Pekala, biraz daha ciddileşmek gerek. Dolanıklılık denilen şey evet, iki parçacık arasında, ama bunu üreten bir kaynak olsa, her zaman üretir mi? Demek istediğim şey, bu kaynağın ürettiği her parçacık ya da çift-parçacık dolanık olur mu? Aslında cevap hayır, bundan emin olamayız. Bu açıdan, dolanıklılığın tespit edilmesi için, bir kaynak için var olduğunun doğrulanması için çeşitli prosedürlere ihtiyaç vardır. Bunlara detaylıca girmeyeceğim.

Ve aynı zamanda dolanıklıklılığı, kaynağın ürettiği dolanık parçacığın çeşitli özelliklerine göre farklı kategorilere de ayırabiliriz. Bunlar bipartite(iki parçacıklı) dolanıklılık için temelde 3 tanedir, fakat yalnızca ikisinden bahsedeceğim. 

Bunlardan ilki a priori dolanıklılık. A priori kelime anlamı olarak deney öncesi demektir, yani eğer bir kuantum durumu varsa ve bunu başka bir yerden elde ettiyseniz ve parçacıkları bunun içinde tanımlayabildiyseniz, buna a priori dolanıklılık deriz. 

Bahsedeceklerimden diğeri ise a posteriori dolanıklılık, bu da kelime anlamı olarak deney sonrası demek. Bunundan şu şekilde bahsetmek yanlış olmaz, bir klasik-olmayan etkiniz var (parçacık üretimi de olmalı) ve bu kaynağın dolanık parçacık kaynağı olup olmadığını bunun doğrulama yöntemleri ile bulabilirsiniz, örneğin Bell eşitsizlikleri ile. 

Yorumlar

  1. Yazıların gerçekten son derece güzel. En yakın zamanda izafiyet teorisinede felsefi bir dille açıklık getirebilirsen çok güzel olacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanıtınız için teşekkür ederim. En kısa zamanda bununla ilgili bir yazı da hazırlayacağım.

      Sil
  2. Gerçekten çok güzel , fizik ve felsefe zaten ikisi de tek başına harika şeyler ve böyle ikisini birlikte kullanıp yazıya dökmeniz mükemmel olmuş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilinmezliklerin Bilmecesi...

Nedir bilinmezlik? Bilinmezlik, bilmediğin bir şeydir. Evet, kaçamak bir cevap oldu sanki. Ama kaçamak cevaplar, cevapsızlıktan daha iyidir. Ama ben sizi böyle bırakmayacağım. Bilinmezlik Fizikçede, gözlemsizliktir. Felsefecede ise her şeydir. Bilinmezlik, olmadığındır, aynı anda da olduğundur. Olsa ne olur olmasa ne olur. Bilmecedir bilinmezlik. Bilinmezliği bilemezsin, bilebilecek olsa idin eğer, bilirdin. Demek ki "BİR"i bilmemeni istiyor. Dikkat edin, bu blogda yazılan her şey bilinçli şekilde ve kalıpta yazıldı, yazılıyor ve yazılacak. Bu bilmeceyi çözemezsin, bilinmez olmaz o zaman. Bilinmezi bilebilecek olsaydın bilmece olurdu. Ha ha, paradoks oldu. Bilinmezlik bir bilmece midir onu açıkla sen hele önce yoksa seni kandırıyor muyum ya da bu bir oyun mu kafanı karıştırmak için? Bilinmezliğin tamamı bilinmez ise, teferruatı ise bilmecedir dersem ne dersin? Bilmeceleri çözersin, evet burası doğru, ama bilinmezliği çözemezsin... Paradoks, değil mi? Sen öyle san ve sanmaya d

Zamanı Durdurmak...

Hiç düşündün mü zaman nasıl durur? Ya da durur mu? Veya durabilir mi? Zaman dursa ne olur diye peki? Bu düşünceler aslında senin benim gibi olduğunu gösterir eğer ki o soruları okumadan önce düşündüysen(Benim kendi hakkımdaki tanımımı  buradan  görebilirsin.). Evet, zaman... Zaman bir muammadır dostum. Zamanı açıklayamazsın şu anda ne sen ne de ben. Çünkü zamanın içindeyiz, ama aynı anda da değil gibiyiz. Sanki bir boyutta kayıp gidiyoruz ki zaten öyle... Ama kayan biz miyiz, yoksa zaman mı? Gözlemci farkı... Ama nasıl gözlemlersin ki bunu? Sen, ben, o hepimiz aynı zamandayız, ama dışına çıkamıyoruz. Çıksak ne olurdu acaba... Bu hareketin tersine gitmek, zamanı durdurur mu? Zaman duruyorsa eğer ki, o halde nası hareket olacak hareketli için? Ya da asıl soru şu mu: "Zaman boyutunda hareketli iken diğer boyutlarda da hareketli olmalı mıyız?" Evet, zaman... Zaman bir muammadır dostum. Zamanı açıklayamazsın şu anda ne sen ne de ben. Çünkü zamanın içindeyiz, ama aynı anda da d

Bir Sicim Karmaşası Hikayesi...

Bu, Bir Sicim "Karmaşasının" Hikayesi... Aman yanlış yazdım! "Karmaşası" yerine "Kuramı" demeliydim. Tam bir karmaşa ama, yanlış yazmakta haklıyım herhalde. Bana 11 boyutu var diyor evrenin. Adama sorarlar ama bunu nasıl kanıtlarsın diye? Her türlü denklemi yazar, çözer, yorumlarsın ama nasıl denersin bunu?  Bu yazı, Felsefece Fizikçe ile yazılıyor haberin olsun. Evet,bu yazı sicim kuramı ile ilgili. Pek sevmek ile sevmemek arasında kaldığım bir kuram ama aslında ben hep böyleyim, bu konuda sonra yazarım.  Kuramı biraz tanıtalım. Seni sıkacağını bildiğimden yine abartılı ve değişik hikayeler uydurup anlatacağım. Der ki bu kuram: Sen, ben(kuramdan değil kendimden bahsediyorum), o, biz, siz, onlar, evrendeki maddeler, parçacıklar dahil gördüğün göremediğin her bir şey kesinlikle "Sicim" denen tek boyutlu "sicim"lerden oluşmuştur. Ama ne acayip ki tek boyutlu sicimlerden oluşan bildiğimiz 3 Uzay boyutlu maddeler var ve bunlar çooook. 11