Ana içeriğe atla

Seç Seçebilirsen: Dalga mı, Parçacık mı?

Seçebilir misin hangisi dalga, hangisi parçacık? Önceki yazıda dalga-parçacık ikililiği hakkında yazacağımı yazmıştım. İşte, bu yazı onunla ilgili...

Peki bu ne demek? Dalga-parçacık ikililiği yani. Bu, ışığın hem dalga, hem de parçacık özelliği olduğunu ortaya koyuyor. Ama ışık dediğimiz şey ne bana onu söyle sen? Işık dediğim, fotondur. Foton nedir peki? Foton bilimsel olarak: "Elektromanyetik kuvvetin taşıyıcısı ve ışığın yapıtaşı olan bozondur." Basitçe: "Işığın detayıdır." Peki şunu cevapla: Işık hani dalgaydı, ona ne oldu? Hiçbir şey. Hiçbir şey olmadı. Foton da ışık, dalga da. Işığın bazı özellikleri foton ile, bazıları dalga ile açıklanır. 

Fotonu biraz açalım.Fotona "ışığın detayı" dedik. Bu doğru. Foton ile ilgili en önemli özellik, fotonun kütlesinin olmamasıdır. Nasıl yani, kütlesiz mi? Evet, aynen öyle. 

Bir de fotoelektrik etki var! O nedir? Bunu da Einstein söylüyor. Ne peki bu? Bu, bir maddeye ışık ya da elektromanyetik dalga, aslında ikisi de aynı, gönderilmesi sonucu bu maddeden elektron kopmasıdır. Ve bir de ilginç olan şey şu bu konuda: Gönderilen ışığın parlaklığı, arttığı zaman elektron sayısında değişme olurken hızlarında değişme olmuyor. Nasıl ya? Aslında ışığın parlaklığının enerji ile ilgisi yok. Nasıl mı? E = h \nu formülüme göre ışığın enerjisi Planck sabiti ile frekansın çarpımı... Burada fotonları enerji paketçikleri gibi düşünün. Frekans arttığı zaman, birim zamanda maddeye ulaşan enerji artacak, bu da elektronların hızlarını arttıracak. Parlaklık arttığı zaman neden daha fazla elektron gidiyor peki? Parlaklık, yoğunluk demek. Yani daha yoğun bir şekilde, daha geniş bir alana etki ediyor. Hepsi bu.


Işığın dalga olduğu öncelerden biliniyordu, ama parçacık oluşu o kadar değil. Bundan ilk Newton dedemiz bahsetmişti. Ama kanıtlanması Planck amcamıza kadar sürdü. Young deneyinde ortaya konulan sonuçlar da incelendiğinde ışığın hem dalga, hem parçacık olduğu anlaşılmıştır.

Young deneyi ile ilgili ilginç bir nokta da şudur: Bu deneyde, ışığın nasıl davrandığını anlamak için iki yarık arasına bir dedektör koyduğumuzda deney, anlaşılmaz biçimde değişir. Bu da bana bir şeyi hatırlatıyor, ama daha önce de söylediğim gibi, okurlarımın arasında benim ile zıt görüşlüler olabileceğinden bunu yazmıyorum ama herhalde tahmin edersiniz.

Evet, bu da bitti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilinmezliklerin Bilmecesi...

Nedir bilinmezlik? Bilinmezlik, bilmediğin bir şeydir. Evet, kaçamak bir cevap oldu sanki. Ama kaçamak cevaplar, cevapsızlıktan daha iyidir. Ama ben sizi böyle bırakmayacağım. Bilinmezlik Fizikçede, gözlemsizliktir. Felsefecede ise her şeydir. Bilinmezlik, olmadığındır, aynı anda da olduğundur. Olsa ne olur olmasa ne olur. Bilmecedir bilinmezlik. Bilinmezliği bilemezsin, bilebilecek olsa idin eğer, bilirdin. Demek ki "BİR"i bilmemeni istiyor. Dikkat edin, bu blogda yazılan her şey bilinçli şekilde ve kalıpta yazıldı, yazılıyor ve yazılacak. Bu bilmeceyi çözemezsin, bilinmez olmaz o zaman. Bilinmezi bilebilecek olsaydın bilmece olurdu. Ha ha, paradoks oldu. Bilinmezlik bir bilmece midir onu açıkla sen hele önce yoksa seni kandırıyor muyum ya da bu bir oyun mu kafanı karıştırmak için? Bilinmezliğin tamamı bilinmez ise, teferruatı ise bilmecedir dersem ne dersin? Bilmeceleri çözersin, evet burası doğru, ama bilinmezliği çözemezsin... Paradoks, değil mi? Sen öyle san ve sanmaya d

Zamanı Durdurmak...

Hiç düşündün mü zaman nasıl durur? Ya da durur mu? Veya durabilir mi? Zaman dursa ne olur diye peki? Bu düşünceler aslında senin benim gibi olduğunu gösterir eğer ki o soruları okumadan önce düşündüysen(Benim kendi hakkımdaki tanımımı  buradan  görebilirsin.). Evet, zaman... Zaman bir muammadır dostum. Zamanı açıklayamazsın şu anda ne sen ne de ben. Çünkü zamanın içindeyiz, ama aynı anda da değil gibiyiz. Sanki bir boyutta kayıp gidiyoruz ki zaten öyle... Ama kayan biz miyiz, yoksa zaman mı? Gözlemci farkı... Ama nasıl gözlemlersin ki bunu? Sen, ben, o hepimiz aynı zamandayız, ama dışına çıkamıyoruz. Çıksak ne olurdu acaba... Bu hareketin tersine gitmek, zamanı durdurur mu? Zaman duruyorsa eğer ki, o halde nası hareket olacak hareketli için? Ya da asıl soru şu mu: "Zaman boyutunda hareketli iken diğer boyutlarda da hareketli olmalı mıyız?" Evet, zaman... Zaman bir muammadır dostum. Zamanı açıklayamazsın şu anda ne sen ne de ben. Çünkü zamanın içindeyiz, ama aynı anda da d

Bir Sicim Karmaşası Hikayesi...

Bu, Bir Sicim "Karmaşasının" Hikayesi... Aman yanlış yazdım! "Karmaşası" yerine "Kuramı" demeliydim. Tam bir karmaşa ama, yanlış yazmakta haklıyım herhalde. Bana 11 boyutu var diyor evrenin. Adama sorarlar ama bunu nasıl kanıtlarsın diye? Her türlü denklemi yazar, çözer, yorumlarsın ama nasıl denersin bunu?  Bu yazı, Felsefece Fizikçe ile yazılıyor haberin olsun. Evet,bu yazı sicim kuramı ile ilgili. Pek sevmek ile sevmemek arasında kaldığım bir kuram ama aslında ben hep böyleyim, bu konuda sonra yazarım.  Kuramı biraz tanıtalım. Seni sıkacağını bildiğimden yine abartılı ve değişik hikayeler uydurup anlatacağım. Der ki bu kuram: Sen, ben(kuramdan değil kendimden bahsediyorum), o, biz, siz, onlar, evrendeki maddeler, parçacıklar dahil gördüğün göremediğin her bir şey kesinlikle "Sicim" denen tek boyutlu "sicim"lerden oluşmuştur. Ama ne acayip ki tek boyutlu sicimlerden oluşan bildiğimiz 3 Uzay boyutlu maddeler var ve bunlar çooook. 11