Ana içeriğe atla

Gerçekliğin Gerçekliğinin Gerçekliği Üzerine...

Yazılara uzuun bir ara vermiştim fakat devam ediyorum(haftada bir veya iki de olsa) tüm kalan hızımla! Gerçeklikle devam:

Şair ne diyor:
Bir bardak su gibi çalkalandı dünya,
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya,
İşte akıllılık, işte sarhoşluk...
Ve aynı şair yine aynı şiirde:
Anladım ki iğnede, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden daha büyük işkence.
diyor. Ne demek bunlar... Bu yazıda okuduğun zaman kafan allak bullak olacak demek... (Şair kim dersen söylemeyeceğim, söylersem duymazsın şu anda, ileride de yazmayacağım fakat ipucu etiketlerde...) Şimdiden öyle olmadı mı?

Neyse, konuya devam edelim. Gerçeklik... "Gerçek olan bir şey ne kadar gerçektir?" şeklinde bir soruyla başlayalım. Cevap:????................ Yok! Cevabı yok! Bilinmezlik örneği al sana en başta.

Neden peki? Cevap, bunun bir cevabı var, şudur cevap: Gerçeklik algısı, bizim beynimizin oluşturduğu bir şey midir? Evet. Beynin olmadan "gerçek" "DEDİĞİN" şeyleri anlayamazsın, algılayamazsın. O halde bu beynin sana oyun mu oynuyor? Ki kesinlikle olası bir olasılık. Ya ben senin kafanın oluşturduğu bir şey isem, ya da evren öyleyse en başından ya da sen bir şizofren isen?

Kesinlikle! Doğru demek için bilinmezlik olmaması gerek. Ama yine aynı, ya ben öyleysem, ya da benim kafamdaysan sen?

Bu da bitti, düşün buna tavsiyem sana...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi 4: Hipotezler, Kanunlar, Teoriler ve Bilim

Daha önce yazılması gereken bir yazıyı şu anda yazıyorum, sanırım ilk bununla başlasaydık çok daha iyi olacaktı, çünkü aslında bu "çokbilmiş" kendinden emin ve bilgisizliğinin farkında olmadan yorum yapan insan tipi en çok bu ve bununla bağlantılı konularda yorum yapıyor. O halde bu kavramların ne olduklarını ve gerçekte bunların bilime nasıl katkı sağladıklarını açıklayalım. Başlıktaki sırayla gidelim, ilk başta hipotezin ne olduğu ile başlayalım. Hipotez, bir probleme getirilien henüz kanıtlanmamış bilimsel çözümlerdir. Örneğin, kendimizi 1600'lü yıllarda, Isaac Newton'un yerine koyarak dünya üzerinde herhangi bir yerde serbest bırakılan cisimlerin neden yere düştüklerini düşünmek ile başlayalım. Bu benzetme tabii ki -fazlasıyla-eksiktir, fakat şu anda amacımız yalnızca hipotezin ne olduğunu anlatmak. Eğer bir cisim serbet bırakılınca düşüyorsa, o halde ona etki eden bir kuvvet olmalıdır, bunu zaten biliyoruz. O halde bir şeyin ona kuvvet uygulaması gerekiyor, bu ...

Ne Biliyorsun?

Bilgin ne senin? Benim yok. Peki senin var mı? Bildiğini mi biliyorsun ya da sanıyorsun? Hayır, bu kesinlikle yanlış. Bunda şunu demek istiyorum, eğer ki sen bildiğini sanıyorsan cahilsin, aksi durumda yine cahilsin! Peki bilgi nedir? Bu arada bana şunu söylemeye kalkabilirsin, içinden, peki sen ne biliyorsun? Yazdıklarını bilmiyorsan neden yazıyorsun? Nedenini söyleyeyim, bildiğimi iddia etmedim asla (ne haddime) ayrıca bildiğim için değil düşündüğüm için yazıyorum. Peki bunu nereden biliyorum? Bilmiyorum! Bilgiye geri dönelim. Bilgi nedir? Bilgi tek şeydir: Bildiğin şeylerin evrendeki ve dışındaki tüm bilgiler arasında kendi bilginin bir kuarkı oluşturan sicimin Planck uzunluğunun 1/googolplex(ya da 10 10000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000 )'den bile daha küçük parçası kadar olduğunu bilmektir ve bilinmesi iddia edilebilecek tek bilgilerden biridir. Ama bilgi bu kadar az olacaksa, bize göre, neden bu kadar fazla b...

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi-3: Kuantum Dolanıklılığı

Uzun zamandır yazmamakla birlikte fizik hakkında da yazmamıştım. Ve yarım bıraktığım yazı dizime devam ediyorum. Bu defa konu, son zamanlarda fenomen olmuş, aslında her zaman fenomendi, bir konu, kuantum dolanıklılığı... Peki nedir bu? Aslında bunu basitçe şöyle ifade edebiliriz: Parçacıkların birbirleri ile haberleşmesi, ya da birbirinin "durumlarından" haberdar olması. Daha bilimsel bir açıklamayla, iki ya da daha parçacığın birbirinden ayrı ele alınamaması, en bilimseli ise iki parçacığın aynı kuantum durumunda, aynı dalga fonksiyonu ile tamınlanması. Peki nasıl oluyor bu? Aslında nedenini tam olarak bilmiyoruz ama olduğundan eminiz. Pek fazla zaman olmadı, ışınlanma ile ilgili haberleri duymuşsunuzdur, uyduya fotonun ışınlandığını söyleyen haberleri demek istiyorum. Aslında burada bir hata var, doğrudan "foton" ışınlanmıyor, "bilgi" ışınlanıyor. Bu deneyin aslında geçmişte yapılmış bir deneyin hemen hemen aynısı, sadece bir uyduya yapılıyor. Buna d...