Ana içeriğe atla

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi-1: Kuantum Kromodinamikleri

İlk yazı dizime başlıyorum, garip mi geldi? İsim garip değil, sadece farklı. Peki bu ne demek? O zaman devam et okumaya.

Fizik belki sizin için bir şey ifade etmiyordu, bu yazıları okurken bile... Ama artık edecek! Size bilmişlik taslayanları tek hamlede tuş etmenin sırrı bende! Ama birkaç uyarı:

1. Bu teknik, fizikçi ya da fizikçi adaylarında işe yaramaz, hatta sizi daha da düşürür.
2. Bu teknik, bu bloğu okuyanlar için işe pek yaramaz.
3. Eğer yazıları dikkatli okumazsanız, rezil olabilirsiniz.
4. Bu tekniğe güvenebilirsiniz, fakat bu nedenler üzerine sizden kaynaklanan, örneğin burada geçen terimleri araştırmamaktan kaynaklanan ekstra nedenler de çıkabilir, sorumluluk kabul etmiyorum

Şimdi anlatmaya başlıyorum. Kuantum kromodinamiği, güçlü kuvveti açıklayan teoridir. Peki güçlü kuvvet ne? Aslında güçlü kuvvet, kuarklar arasında bir bağ oluşturup proton gibi hadronları oluşturan kuvvettir ve "gluon" denilen parçacık ile taşınır. Bu aslında temeldi. Peki ne diyor bu teori. 

Aslında bunu türkçeleştirirsek, anlamı kuantum renk dinamiği oluyor. Örneğin bir protonun kararlı olabilmesi için renginin beyaza yakın olması ya da diğer bir deyişle renk yükünün 0'a yakın olması gerekir. Ama bunu biraz açalım. Güçlü kuvvetle etkileşime giren her parçacık bir renk yüküne sahiptir. Üç tip renk yükü vardır, kırmızı, mavi ve yeşil. Aslında bunlar tamamen temsili, özel bir nedenleri de yok. Ve bir hadronun kararlı olabilmesi için bu renk yükünün belirgin olmaması gerekir. Örneğin, üç kuarktan oluşan baryonları ele alalım. Her bir kuarkın renk yükünün ayrı olması gerekir, yani renkleri kesiştirdiğimiz zaman beyaz olması...

Bunları nasıl kullanacağınız size kalmış, ben size sadece konu hakkında tavsiye verdim. Tekrar söylüyorum, sorumluluk kabul etmem.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi 4: Hipotezler, Kanunlar, Teoriler ve Bilim

Daha önce yazılması gereken bir yazıyı şu anda yazıyorum, sanırım ilk bununla başlasaydık çok daha iyi olacaktı, çünkü aslında bu "çokbilmiş" kendinden emin ve bilgisizliğinin farkında olmadan yorum yapan insan tipi en çok bu ve bununla bağlantılı konularda yorum yapıyor. O halde bu kavramların ne olduklarını ve gerçekte bunların bilime nasıl katkı sağladıklarını açıklayalım. Başlıktaki sırayla gidelim, ilk başta hipotezin ne olduğu ile başlayalım. Hipotez, bir probleme getirilien henüz kanıtlanmamış bilimsel çözümlerdir. Örneğin, kendimizi 1600'lü yıllarda, Isaac Newton'un yerine koyarak dünya üzerinde herhangi bir yerde serbest bırakılan cisimlerin neden yere düştüklerini düşünmek ile başlayalım. Bu benzetme tabii ki -fazlasıyla-eksiktir, fakat şu anda amacımız yalnızca hipotezin ne olduğunu anlatmak. Eğer bir cisim serbet bırakılınca düşüyorsa, o halde ona etki eden bir kuvvet olmalıdır, bunu zaten biliyoruz. O halde bir şeyin ona kuvvet uygulaması gerekiyor, bu ...

Ne Biliyorsun?

Bilgin ne senin? Benim yok. Peki senin var mı? Bildiğini mi biliyorsun ya da sanıyorsun? Hayır, bu kesinlikle yanlış. Bunda şunu demek istiyorum, eğer ki sen bildiğini sanıyorsan cahilsin, aksi durumda yine cahilsin! Peki bilgi nedir? Bu arada bana şunu söylemeye kalkabilirsin, içinden, peki sen ne biliyorsun? Yazdıklarını bilmiyorsan neden yazıyorsun? Nedenini söyleyeyim, bildiğimi iddia etmedim asla (ne haddime) ayrıca bildiğim için değil düşündüğüm için yazıyorum. Peki bunu nereden biliyorum? Bilmiyorum! Bilgiye geri dönelim. Bilgi nedir? Bilgi tek şeydir: Bildiğin şeylerin evrendeki ve dışındaki tüm bilgiler arasında kendi bilginin bir kuarkı oluşturan sicimin Planck uzunluğunun 1/googolplex(ya da 10 10000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000 )'den bile daha küçük parçası kadar olduğunu bilmektir ve bilinmesi iddia edilebilecek tek bilgilerden biridir. Ama bilgi bu kadar az olacaksa, bize göre, neden bu kadar fazla b...

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi-3: Kuantum Dolanıklılığı

Uzun zamandır yazmamakla birlikte fizik hakkında da yazmamıştım. Ve yarım bıraktığım yazı dizime devam ediyorum. Bu defa konu, son zamanlarda fenomen olmuş, aslında her zaman fenomendi, bir konu, kuantum dolanıklılığı... Peki nedir bu? Aslında bunu basitçe şöyle ifade edebiliriz: Parçacıkların birbirleri ile haberleşmesi, ya da birbirinin "durumlarından" haberdar olması. Daha bilimsel bir açıklamayla, iki ya da daha parçacığın birbirinden ayrı ele alınamaması, en bilimseli ise iki parçacığın aynı kuantum durumunda, aynı dalga fonksiyonu ile tamınlanması. Peki nasıl oluyor bu? Aslında nedenini tam olarak bilmiyoruz ama olduğundan eminiz. Pek fazla zaman olmadı, ışınlanma ile ilgili haberleri duymuşsunuzdur, uyduya fotonun ışınlandığını söyleyen haberleri demek istiyorum. Aslında burada bir hata var, doğrudan "foton" ışınlanmıyor, "bilgi" ışınlanıyor. Bu deneyin aslında geçmişte yapılmış bir deneyin hemen hemen aynısı, sadece bir uyduya yapılıyor. Buna d...