Ana içeriğe atla

Eklektisizm ve Diyalektik Düşünmek

Evet, klasik şekilde felsefe yapmak pek fazla adetim değildir ama gelecekteki yazılarım için bunun gerekli olduğunu düşünüyorum, normalde bunu sizin araştırmanızı isterdim fakat bunun hakkında benim tanımım gerekli. Şimdi tanıma geçelim.

Düşünceler vardır, birbirlerinin zıttı olan. Kimileri zıt düşünceleri kullanışsız bulur. Kimileri de tüm düşüncelerin çıkış noktasının ortak olduğunu kabul edip her düşüncenin kendine göre kullanışlı yanları olduğunu savunur. Şimdi gelelim eklektisizme.

Eklektisizm, çeşitli görüşlerin birleştirilerek daha iyi bir fikrin ortaya atılmasıdır. Şimdi burada bir duralım. Her görüş seçilebilir mi? Bunun için ölçüt ne olmalıdır?

Bir fikrin varlığını, onun başka fikirlere olan bakışı belirler. Şimdi bunu biraz açalım. Bir fikir nasıl bakmalıdır ki var olmaya hakkı olsun? Eğer ki başka fikirlerin yaşamasına, eğer ki bulunduğu yerde başka fikirlerin yayılmasına izin veriyor, hatta onlarla kendisini birleştiriyor ise(bu kısım zorunlu değil), o zaman yaşamaya hakkı vardır. Bu yazıda bahsedeceğim konu, tahmin edebileceğiniz gibi, onu içine alması.

Diyalektik düşünmek bu yüzden gerekli. Diyalektik düşüncede tez ve antitez, fikir ve karşıt fikir vardır. İşte bir fikir başka bir fikri kendine dahil ederken tez ve antitezi birbirleriyle çarpıştırmalı, onlardan yeni bir fikir türetmelidir. Ve bunu yaparken başka bir fikre dönüşmekten korkmamalıdır.

Yorumlar

  1. Burak bey sizin bi hayraninizim ama felsefeyle ilgili daha çok yazı yazın ne olur

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi 4: Hipotezler, Kanunlar, Teoriler ve Bilim

Daha önce yazılması gereken bir yazıyı şu anda yazıyorum, sanırım ilk bununla başlasaydık çok daha iyi olacaktı, çünkü aslında bu "çokbilmiş" kendinden emin ve bilgisizliğinin farkında olmadan yorum yapan insan tipi en çok bu ve bununla bağlantılı konularda yorum yapıyor. O halde bu kavramların ne olduklarını ve gerçekte bunların bilime nasıl katkı sağladıklarını açıklayalım. Başlıktaki sırayla gidelim, ilk başta hipotezin ne olduğu ile başlayalım. Hipotez, bir probleme getirilien henüz kanıtlanmamış bilimsel çözümlerdir. Örneğin, kendimizi 1600'lü yıllarda, Isaac Newton'un yerine koyarak dünya üzerinde herhangi bir yerde serbest bırakılan cisimlerin neden yere düştüklerini düşünmek ile başlayalım. Bu benzetme tabii ki -fazlasıyla-eksiktir, fakat şu anda amacımız yalnızca hipotezin ne olduğunu anlatmak. Eğer bir cisim serbet bırakılınca düşüyorsa, o halde ona etki eden bir kuvvet olmalıdır, bunu zaten biliyoruz. O halde bir şeyin ona kuvvet uygulaması gerekiyor, bu ...

Ne Biliyorsun?

Bilgin ne senin? Benim yok. Peki senin var mı? Bildiğini mi biliyorsun ya da sanıyorsun? Hayır, bu kesinlikle yanlış. Bunda şunu demek istiyorum, eğer ki sen bildiğini sanıyorsan cahilsin, aksi durumda yine cahilsin! Peki bilgi nedir? Bu arada bana şunu söylemeye kalkabilirsin, içinden, peki sen ne biliyorsun? Yazdıklarını bilmiyorsan neden yazıyorsun? Nedenini söyleyeyim, bildiğimi iddia etmedim asla (ne haddime) ayrıca bildiğim için değil düşündüğüm için yazıyorum. Peki bunu nereden biliyorum? Bilmiyorum! Bilgiye geri dönelim. Bilgi nedir? Bilgi tek şeydir: Bildiğin şeylerin evrendeki ve dışındaki tüm bilgiler arasında kendi bilginin bir kuarkı oluşturan sicimin Planck uzunluğunun 1/googolplex(ya da 10 10000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000 )'den bile daha küçük parçası kadar olduğunu bilmektir ve bilinmesi iddia edilebilecek tek bilgilerden biridir. Ama bilgi bu kadar az olacaksa, bize göre, neden bu kadar fazla b...

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi-3: Kuantum Dolanıklılığı

Uzun zamandır yazmamakla birlikte fizik hakkında da yazmamıştım. Ve yarım bıraktığım yazı dizime devam ediyorum. Bu defa konu, son zamanlarda fenomen olmuş, aslında her zaman fenomendi, bir konu, kuantum dolanıklılığı... Peki nedir bu? Aslında bunu basitçe şöyle ifade edebiliriz: Parçacıkların birbirleri ile haberleşmesi, ya da birbirinin "durumlarından" haberdar olması. Daha bilimsel bir açıklamayla, iki ya da daha parçacığın birbirinden ayrı ele alınamaması, en bilimseli ise iki parçacığın aynı kuantum durumunda, aynı dalga fonksiyonu ile tamınlanması. Peki nasıl oluyor bu? Aslında nedenini tam olarak bilmiyoruz ama olduğundan eminiz. Pek fazla zaman olmadı, ışınlanma ile ilgili haberleri duymuşsunuzdur, uyduya fotonun ışınlandığını söyleyen haberleri demek istiyorum. Aslında burada bir hata var, doğrudan "foton" ışınlanmıyor, "bilgi" ışınlanıyor. Bu deneyin aslında geçmişte yapılmış bir deneyin hemen hemen aynısı, sadece bir uyduya yapılıyor. Buna d...