Ana içeriğe atla

Teleoloji

Pekala, yeniden bir felsefe yazısıyla karşınızdayım. Neyse, zaman kaybetmeden devam edelim ve konuya girelim, sabırsızlanıyorum!!!

Teleoloji nedir, sanki kulağa bilim dalı gibi geliyor, fakat değil, bu da bir felsefi kavram. Peki nedir bu teleoloji? Temel olarak, her şeyi nedenler ile temellendiren bir görüştür. Kulağa determinizm gibi geliyor. Determinizmden farklı olarak teleoloji, her şeyin bir nedene dönük olarak hareket ettiğini öne sürer. Yani bambaşka dünyalar. Olacak olan varsa olur, mantığını temel alır, ki bu kesinlikle istenen bir şey değildir. Pekala, bu kadar mı? Evet, bu defa kavram tanımı bu kadar. Fakat kavram tanımının bu kadar olması, yol açtığı şeylerin bu kadar olduğu hakkında bilgi vermez, örneğin tarafsız bir bakış açısı teleolojinin yöneldiği bir amacın olmadığını bulabilir, bu da aslında büyük sorunlara yol açacaktır.

Güle güle teleoloji...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi 4: Hipotezler, Kanunlar, Teoriler ve Bilim

Daha önce yazılması gereken bir yazıyı şu anda yazıyorum, sanırım ilk bununla başlasaydık çok daha iyi olacaktı, çünkü aslında bu "çokbilmiş" kendinden emin ve bilgisizliğinin farkında olmadan yorum yapan insan tipi en çok bu ve bununla bağlantılı konularda yorum yapıyor. O halde bu kavramların ne olduklarını ve gerçekte bunların bilime nasıl katkı sağladıklarını açıklayalım. Başlıktaki sırayla gidelim, ilk başta hipotezin ne olduğu ile başlayalım. Hipotez, bir probleme getirilien henüz kanıtlanmamış bilimsel çözümlerdir. Örneğin, kendimizi 1600'lü yıllarda, Isaac Newton'un yerine koyarak dünya üzerinde herhangi bir yerde serbest bırakılan cisimlerin neden yere düştüklerini düşünmek ile başlayalım. Bu benzetme tabii ki -fazlasıyla-eksiktir, fakat şu anda amacımız yalnızca hipotezin ne olduğunu anlatmak. Eğer bir cisim serbet bırakılınca düşüyorsa, o halde ona etki eden bir kuvvet olmalıdır, bunu zaten biliyoruz. O halde bir şeyin ona kuvvet uygulaması gerekiyor, bu ...

Ne Biliyorsun?

Bilgin ne senin? Benim yok. Peki senin var mı? Bildiğini mi biliyorsun ya da sanıyorsun? Hayır, bu kesinlikle yanlış. Bunda şunu demek istiyorum, eğer ki sen bildiğini sanıyorsan cahilsin, aksi durumda yine cahilsin! Peki bilgi nedir? Bu arada bana şunu söylemeye kalkabilirsin, içinden, peki sen ne biliyorsun? Yazdıklarını bilmiyorsan neden yazıyorsun? Nedenini söyleyeyim, bildiğimi iddia etmedim asla (ne haddime) ayrıca bildiğim için değil düşündüğüm için yazıyorum. Peki bunu nereden biliyorum? Bilmiyorum! Bilgiye geri dönelim. Bilgi nedir? Bilgi tek şeydir: Bildiğin şeylerin evrendeki ve dışındaki tüm bilgiler arasında kendi bilginin bir kuarkı oluşturan sicimin Planck uzunluğunun 1/googolplex(ya da 10 10000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000 )'den bile daha küçük parçası kadar olduğunu bilmektir ve bilinmesi iddia edilebilecek tek bilgilerden biridir. Ama bilgi bu kadar az olacaksa, bize göre, neden bu kadar fazla b...

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi-3: Kuantum Dolanıklılığı

Uzun zamandır yazmamakla birlikte fizik hakkında da yazmamıştım. Ve yarım bıraktığım yazı dizime devam ediyorum. Bu defa konu, son zamanlarda fenomen olmuş, aslında her zaman fenomendi, bir konu, kuantum dolanıklılığı... Peki nedir bu? Aslında bunu basitçe şöyle ifade edebiliriz: Parçacıkların birbirleri ile haberleşmesi, ya da birbirinin "durumlarından" haberdar olması. Daha bilimsel bir açıklamayla, iki ya da daha parçacığın birbirinden ayrı ele alınamaması, en bilimseli ise iki parçacığın aynı kuantum durumunda, aynı dalga fonksiyonu ile tamınlanması. Peki nasıl oluyor bu? Aslında nedenini tam olarak bilmiyoruz ama olduğundan eminiz. Pek fazla zaman olmadı, ışınlanma ile ilgili haberleri duymuşsunuzdur, uyduya fotonun ışınlandığını söyleyen haberleri demek istiyorum. Aslında burada bir hata var, doğrudan "foton" ışınlanmıyor, "bilgi" ışınlanıyor. Bu deneyin aslında geçmişte yapılmış bir deneyin hemen hemen aynısı, sadece bir uyduya yapılıyor. Buna d...