Tamamdır, yine "tek kelime" başlıklı "kavram irdelemesi" için bir yazı yazıyorum. O zaman bu "kavram irdelemesi"ne başlayalım.
O halde soruyu soralım, nefret nedir? Arthur Schopenhauer şunu söylüyor: "Ne sevgiye ne de nefrete yol açmamak dünya bilgeliğinin yarısıdır: hiçbir şey söylememek ve hiçbir şeye inanmamak da öteki yarısı." Bu konuda haklı olduğunu düşünüyorum, ama benim bahsetmek istediğim şey bu değil, yani bahsedeceğim "nefret" kavramı buradakinden başka bir çeşit. Belki bu söz üzerine de başka bir zaman bir şeyler yazarım. Ancak şu anda diğer "nefret" kavramından, yani sevgi ile bağlantılı olan değil de daha önce yazdığım kaos ile bağlantılı olan bir nefret kavramından bahsediyorum. Aslında, burada "nefret" sözcüğünün başına "saf" sözcüğünü ekleyerek bu ikisinin birbirinden ayırt edilmesini kolaylaştırabiliriz, dikkatli şekilde irdelenirse, zaten sevgiye bağlı olan nefretin, dolayısıyla sevginin bu bahsedeceğim "saf nefret"ten doğduğuna ulaşılabilir.
Bunlar nasıl bağdaşabilir, biri diğerini nasıl doğurabilir ya da nasıl diğerine temel oluşturabilir? Sorular, kaosa yol açar, kaos ise nefretin temelini oluşturur. Kaos, temelde basitçe düzensizliktir, pekala nefret de temelde basitçe düzensizliktir. Ve aslında bu, kaosun yine basitçe nefrete temel olduğuna işaret edebilir. Düzensizliklerin temeli de aslında kaos ise, diğer nefretin de temelini kaos oluşturmaz mı? Dikkatli şekilde irdelenince yine bunu da fark edebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder