Başlamadan bir not düşeyim, şimdiye kadar yazdığım hiçbir yazı, beni bu derece zorlamamıştı. İnsan düşünen, düşündüğü için yaratma kabiliyetine sahip bir varlıktır. Fakat önemli olan bu yaratma kabiliyetinin kaynağı olan düşünmenin kaynağıdır. Buna ne demeliyiz, ben bilinç diyorum. Haydi o zaman, bu bilinci yıkalım, sisteme hata verdirelim.
Bilinç nedir sorusunu tekrardan soralım, bilincin gerçekten bir tanımı var, fakat ben hiçbir zaman tanımlara uymam, bu yüzden kendi tanımımı tekrardan yapacağım. Bilinç insana yaratma yetisini kazandıran asıl şeydir. İnsan bilinci sayesinde düşünür, bilinci sayesinde zamanı, insanları, kimliğini sorgular, çevresini tekrardan yaratır. Peki pek çoğunuzun aklına gelecektir, nedir yaratmak?
Galiba asıl soru bu olmalıydı. Fakat yaratma eylemi, bilinç olmadan imkansızdır. O zaman sorumuza geri dönelim. Uyarı, buradan sonrası için düzey, bir kademe daha artacak. kalıplarını kırmalısın, önyargılarını aşmalısın, birikimini gözden geçirmelisin. Seni korkutmak gibi olacak ama, buradan sonrası felsefe, benim gerçek felsefem.
Devam, yaratmak nedir? Bu kavram da saçma şekilde tanımlanmışlardan biri, o zaman devam edelim. Yaratmak, herkesin yapabileceği bir şeydir. Bilinç denilen kavram bu yüzden vardır, düşünmenin yaratma, kurma, oluşturma yeteneklerini açığa vurmasını sağlamak için. Yaratmak, insanın var olmak için yaptığı ilk şeydir, bilincini ilk kazandığı anda yaratmıştır. Yaratmak, anlaşılabileceği gibi düşünme eyleminin temel işlevidir. Zamanı, mekanı, ve dahi tüm varlığı bilinç yaratır. Ve her bilinç, kendininkini yaratır. Buradan ötesi, benim felsefemin içi oluyor, ve henüz sizi sınırdan geçirmek istemiyorum. İşte, şimdi sınırdasın. Kim olduğunu bilmediğim, hiç tanımadığım ama sürekli yazdığım kişi. Devamı için sınırda biraz daha beklemelisin. Sakın beni yargılamaya kalkma, seni boşuna sınıra kadar getirmedim. Bu birikimi kaybetmek istemezsin.
Bilinç nedir sorusunu tekrardan soralım, bilincin gerçekten bir tanımı var, fakat ben hiçbir zaman tanımlara uymam, bu yüzden kendi tanımımı tekrardan yapacağım. Bilinç insana yaratma yetisini kazandıran asıl şeydir. İnsan bilinci sayesinde düşünür, bilinci sayesinde zamanı, insanları, kimliğini sorgular, çevresini tekrardan yaratır. Peki pek çoğunuzun aklına gelecektir, nedir yaratmak?
Galiba asıl soru bu olmalıydı. Fakat yaratma eylemi, bilinç olmadan imkansızdır. O zaman sorumuza geri dönelim. Uyarı, buradan sonrası için düzey, bir kademe daha artacak. kalıplarını kırmalısın, önyargılarını aşmalısın, birikimini gözden geçirmelisin. Seni korkutmak gibi olacak ama, buradan sonrası felsefe, benim gerçek felsefem.
Devam, yaratmak nedir? Bu kavram da saçma şekilde tanımlanmışlardan biri, o zaman devam edelim. Yaratmak, herkesin yapabileceği bir şeydir. Bilinç denilen kavram bu yüzden vardır, düşünmenin yaratma, kurma, oluşturma yeteneklerini açığa vurmasını sağlamak için. Yaratmak, insanın var olmak için yaptığı ilk şeydir, bilincini ilk kazandığı anda yaratmıştır. Yaratmak, anlaşılabileceği gibi düşünme eyleminin temel işlevidir. Zamanı, mekanı, ve dahi tüm varlığı bilinç yaratır. Ve her bilinç, kendininkini yaratır. Buradan ötesi, benim felsefemin içi oluyor, ve henüz sizi sınırdan geçirmek istemiyorum. İşte, şimdi sınırdasın. Kim olduğunu bilmediğim, hiç tanımadığım ama sürekli yazdığım kişi. Devamı için sınırda biraz daha beklemelisin. Sakın beni yargılamaya kalkma, seni boşuna sınıra kadar getirmedim. Bu birikimi kaybetmek istemezsin.
Yorumlar
Yorum Gönder