Ana içeriğe atla

"Fizik ve Felsefe"nin Dili

Başlıyorum, hazır ol! Bu yazı kafanı allak bullak edebilir. "Fizik ve Felsefe"nin dili derken sen şimdi bu blogda kullanılan dil hakkında yazacağımı sanıyordun değil mi? Tahminim yanlış mı? Benim gibi yarı-akıllı yarı-divane, fizikçi-felsefeci karışımından oluşan bir manyaktan böyle bir şey bekliyordun, değil mi? Ha ha ha, yanıldın. Konu bu değil. Konu, Fizik ve Felsefe'nin dili. Bunlar hakkında bir şeyler yazarken şairin dediği gibi:(Hangi şair olduğunu tabii ki de söylemeyeceğim ki söyleyemem, beni duyamazsınız, yazmayacağım.)
İman, ihlas, vecd ve aşk bunlar birer kelime,
Kelimeyi boğardım verselerdi elime. 
Ben de diyorum. Bazen, kelimeler düğümlenir ya hani, o bende hep oluyor, her zaman. E tabi ben de genelde, hatta hep, bu dili konuştuğum için normal herhelde. "Dil nedir?"  dersen eğer ki, bu Felsefedir. E Felsefe olan her şey felsefenin dilidir de aynı zamanda... Yanlış diyorsan yaz yoruma sen yanlışsın diye. Ben insan yemeyi sevmiyorum, merak etme garipsek de o kadar değil. Peki Fiziğin dili? Fiziğin dili biraz karışık. Matematik ve Felsefenin karışımıdır kendisi. Sizi biraz tanıştıralım kendileriyle.
Karadelik Kütleçekim Alan Formülü

Evet, merhaba sevgili matematiksel formül. Tabii ki böyle demiyoruz fizik dilinde. Bu, bir karadeliğin kütleçekim alanın büyüklüğüdür. Evet, şu anda oldu. Bence mükemmel bir dil, sence nasıl? Anlamazsan boşver canım o kadar da önemli değil. Bu yazıları ben hep Felsefe diliyle yazıyorum, sen de anlıyorsundur umarım.

Yazı nasıldı? Yorumunu bekliyorum ki daha iyi olsun. Umarım yazarken aldığım tadı size bırakabilmişimdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi 4: Hipotezler, Kanunlar, Teoriler ve Bilim

Daha önce yazılması gereken bir yazıyı şu anda yazıyorum, sanırım ilk bununla başlasaydık çok daha iyi olacaktı, çünkü aslında bu "çokbilmiş" kendinden emin ve bilgisizliğinin farkında olmadan yorum yapan insan tipi en çok bu ve bununla bağlantılı konularda yorum yapıyor. O halde bu kavramların ne olduklarını ve gerçekte bunların bilime nasıl katkı sağladıklarını açıklayalım. Başlıktaki sırayla gidelim, ilk başta hipotezin ne olduğu ile başlayalım. Hipotez, bir probleme getirilien henüz kanıtlanmamış bilimsel çözümlerdir. Örneğin, kendimizi 1600'lü yıllarda, Isaac Newton'un yerine koyarak dünya üzerinde herhangi bir yerde serbest bırakılan cisimlerin neden yere düştüklerini düşünmek ile başlayalım. Bu benzetme tabii ki -fazlasıyla-eksiktir, fakat şu anda amacımız yalnızca hipotezin ne olduğunu anlatmak. Eğer bir cisim serbet bırakılınca düşüyorsa, o halde ona etki eden bir kuvvet olmalıdır, bunu zaten biliyoruz. O halde bir şeyin ona kuvvet uygulaması gerekiyor, bu ...

Ne Biliyorsun?

Bilgin ne senin? Benim yok. Peki senin var mı? Bildiğini mi biliyorsun ya da sanıyorsun? Hayır, bu kesinlikle yanlış. Bunda şunu demek istiyorum, eğer ki sen bildiğini sanıyorsan cahilsin, aksi durumda yine cahilsin! Peki bilgi nedir? Bu arada bana şunu söylemeye kalkabilirsin, içinden, peki sen ne biliyorsun? Yazdıklarını bilmiyorsan neden yazıyorsun? Nedenini söyleyeyim, bildiğimi iddia etmedim asla (ne haddime) ayrıca bildiğim için değil düşündüğüm için yazıyorum. Peki bunu nereden biliyorum? Bilmiyorum! Bilgiye geri dönelim. Bilgi nedir? Bilgi tek şeydir: Bildiğin şeylerin evrendeki ve dışındaki tüm bilgiler arasında kendi bilginin bir kuarkı oluşturan sicimin Planck uzunluğunun 1/googolplex(ya da 10 10000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000 )'den bile daha küçük parçası kadar olduğunu bilmektir ve bilinmesi iddia edilebilecek tek bilgilerden biridir. Ama bilgi bu kadar az olacaksa, bize göre, neden bu kadar fazla b...

Çokbilmişlere Cevaplar Yazı Dizisi-3: Kuantum Dolanıklılığı

Uzun zamandır yazmamakla birlikte fizik hakkında da yazmamıştım. Ve yarım bıraktığım yazı dizime devam ediyorum. Bu defa konu, son zamanlarda fenomen olmuş, aslında her zaman fenomendi, bir konu, kuantum dolanıklılığı... Peki nedir bu? Aslında bunu basitçe şöyle ifade edebiliriz: Parçacıkların birbirleri ile haberleşmesi, ya da birbirinin "durumlarından" haberdar olması. Daha bilimsel bir açıklamayla, iki ya da daha parçacığın birbirinden ayrı ele alınamaması, en bilimseli ise iki parçacığın aynı kuantum durumunda, aynı dalga fonksiyonu ile tamınlanması. Peki nasıl oluyor bu? Aslında nedenini tam olarak bilmiyoruz ama olduğundan eminiz. Pek fazla zaman olmadı, ışınlanma ile ilgili haberleri duymuşsunuzdur, uyduya fotonun ışınlandığını söyleyen haberleri demek istiyorum. Aslında burada bir hata var, doğrudan "foton" ışınlanmıyor, "bilgi" ışınlanıyor. Bu deneyin aslında geçmişte yapılmış bir deneyin hemen hemen aynısı, sadece bir uyduya yapılıyor. Buna d...