Ana içeriğe atla

Paradoks...

Paradoks nedir dersem aslında paradoksa girmiş olurum. Biraz soralım:
-Paradoks nedir?
-Paradoks, birbiri ardına gelen ve sürekli dönen sorular ve cevaplarının oluşturduğu dizidir.
-Peki o zaman, söyle bana "Neden" ve "Nasıl" soruları paradoks mudur?
-...
-Ben söyleyeyim. Neden dediğinde cevaplar her zaman birbirini Nasıl ile birlikte takip edecektir, dene de gör.
-Deneyeyim. 1. Soru:Neden ben bu yazıları okuyorum? 2. Soru:Ben neden bu yazıları okuduğumu soruyorum? 3.Soru:Ben bu yazıları nasıl okuyorum? 4.Soru:Ben neden gözlerimle bu yazıları okuyorum? .............

Evet, işte gördünüz. Paradoks sadece "Yalan söylediğini söyleyen bir insan yalancı mıdır?" tarzında bir şey değildir. Evet, bu belki pek bilinmeyen, hatta başka bir yerde okuyup duyamayacağın bir açıklamaydı... Belki literatürde o şekilde geçmiyor, ama ne olmuş? Ben bu şekilde açıkladım. Genelde yazılarımda bilimsel bilgiler kullanırım ama bu defa bilimi kendim yaptım. "Bilimi yapmak, yapandan hazır almaktan çok daha iyidir." felsefesini de benim felsefem. Var olan bilimden bilim çıkarmak ya da bilimi kendin bulmak her zaman en iyisidir tabii ki.

Düşünmek bu yüzden önemlidir dostlarım. Nedenlerinden biri de bu blogu yazmamın... Evet, artık biliyorsunuz. Deneyin sizde. Karmaşada var...

Yorumlar

  1. Paradoks; kayıtlar üzerinde pek çok paradoks vardır ama benim en sevdiğim yanlarından biri olan zaman paradoksları her zaman dikkatimi çekmiştir zaman üzerinde oynamalar yapabilirmiyiz. bu konu hakkında küçük bir örnek vereceğim

    10 yaşında bir çokcuksun yolda yürüyorsun ve bir anda 20 mi yaşındaki kendini görüyorsun bu olaydan sonra 10 yıl geçiyor ve ve sen 20 yaşına geliyorsun ve geçmişe gidip 10 yaşına gidiyorsun peki soruyorum size ilk 10 yaşındaki kendisini gören kimdi? bu tür paradosklar hakkında bol bol kitap ve film bulunmakta en iyilerinden birkaçını size söyleyeyim: Geleceğe Dönüş Serisi,Predestınatıon filmleri sizin zaman paradoksları hakkında daha çok bilgi edinmenizi sağlar.

    https://www.youtube.com/watch?v=bOJlopFxIzQ Bu videoyuda izlerseniz benim yaptığım zaman makinesi ile ilgili videoma ulaşırsın daha fazla yazılarım olazaktır.

    Yazan: Muhammed Said Günal

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Uygun

Devam ediyor, vakit buldukça yazıyorum. "En uygun" ne demektir, bunun üzerine düşünelim. Daha doğrusu en uygunun ne hakkında olduğunu bilmemiz gerekiyor ki devamını getirelim. Bu, metafor yüklü bir yazı olacak. Neden mi, eğer ki anlarsan nedenini anlarsın. Hedef, insan için ne olmalı? Şimdi hedefe nereden geldik diyeceksiniz, bu bir metafor. Hedef dediğimiz şey insanın kendisi olmalı. Bu oku nasıl çekmeli o halde? Bu oku sıradan oklar gibi bir anda çekemezsin, fazla dayanamaz, kopar. O zaman oku çekmenin bilgisini bilmek gerek. Onu nereden bulacaksın, düşünerek. Ben şimdilik sana vereceğim. Bu sınır diğerleri gibi değildir, eğer ki geçmeyi bilmezsen uçurumdan yuvarlanırsın. Sınırı geçmenin yolu ise daha fazla düşünmektir. Peki bunun en uygun ile alakası ne? En uygunun ne hakkında olduğunu belirlemeye çalışıyoruz. Burada belirledik, en uygununu bulacağımız şeyi. O zaman en uygun yolu bulmak ilk aradığımız şeydi. En uygun da kişiye göre değişir, en uygun yolu buradan sonra ...

Felsefe Üzerine...

Nedir felsefe? Sorgulamak basitçe. Belki öyle, belki değil. Peki sorgulamak mı sadece? Hayır tabii ki de. Nedir o halde? İşte şu anda yapıyoruz ya. İşte bu tam da felsefe. Başka ne? Orası meçhul oraya girme. Bu da felsefe. Karmaşadır felsefe düzenlice. Paradoks olur bazen. İşte az önceki gibi. Felsefe paradokstur, sorgulayarak oluşur. Ama belki de bunların hiçbiridir. Hiçbir şeyden emin olamayız. Şüphedir felsefe şüphe. Aslında "YOK" olmayı, "VAR" olmakla kıyaslamak değildir sadece. Hatta o değildir kesinlikle, ona "HİKMET" denir. Oraya girme orası karışık içine girersen ne sen çıkarsın ne de ben çıkarım ne de başkası. O kadar zeki değilim hatta hiç değilim. "Haydi artık, konuya dönelim." dediğinizi duyar gibiyim, ama konudan hiç ayrılmadık ki. Konu felsefe, ben felsefe, sen felsefe, o felsefe... Tabii ki anlayana ve yapana. Neyse bitireyim artık yazıyı. Aslında uzuuun uzuuun yazılar yazmasını ben de biliyorum, ama fazla sıkmasın. Bitti bu yazı b...

Bir Sicim Karmaşası Hikayesi...

Bu, Bir Sicim "Karmaşasının" Hikayesi... Aman yanlış yazdım! "Karmaşası" yerine "Kuramı" demeliydim. Tam bir karmaşa ama, yanlış yazmakta haklıyım herhalde. Bana 11 boyutu var diyor evrenin. Adama sorarlar ama bunu nasıl kanıtlarsın diye? Her türlü denklemi yazar, çözer, yorumlarsın ama nasıl denersin bunu?  Bu yazı, Felsefece Fizikçe ile yazılıyor haberin olsun. Evet,bu yazı sicim kuramı ile ilgili. Pek sevmek ile sevmemek arasında kaldığım bir kuram ama aslında ben hep böyleyim, bu konuda sonra yazarım.  Kuramı biraz tanıtalım. Seni sıkacağını bildiğimden yine abartılı ve değişik hikayeler uydurup anlatacağım. Der ki bu kuram: Sen, ben(kuramdan değil kendimden bahsediyorum), o, biz, siz, onlar, evrendeki maddeler, parçacıklar dahil gördüğün göremediğin her bir şey kesinlikle "Sicim" denen tek boyutlu "sicim"lerden oluşmuştur. Ama ne acayip ki tek boyutlu sicimlerden oluşan bildiğimiz 3 Uzay boyutlu maddeler var ve bunlar çooook. 11 ...